Gelişen sosyo-ekonomik yapısı ile büyük şehir olma sürecinde bulunan Malatya, bu yönüyle bölgesinde önemli merkez durumundadır. Tarihsel süreç içerisinde de "doğunun batısı batının doğusu" olarak tanımlanan Malatya, bu gün için de aynı konumunu sürdürmekte olup bölgesel bir cazibe merkezi durumundadır. İlin ekonomik gelişiminde kayısı yadsınamayacak bir role sahiptir. Malatya için ilahi bir lütuf olarak da kabul edilebilecek olan kayısı, özellikle 80'li yıllardaki dışa açık ekonomiye geçiş sürecinde önemli bir ihraç ürünü haline gelmiş ve ilin ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamıştır, sağlamaktadır.
2001 yılından sonra iller bazında milli hesap verilerinin yayınlanmamıştır. Yayınlanan en son verilere göre ilde 2001 yılı itibariyle kişi başına düşen GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) 1417 ABD doları düzeyindedir.
İlde 1990 yılı itibariyle kişi başına düşen GSYİH 1744 ABD doları düzeyinde iken 2000 ve 2001 yıllarında ülkemizin yaşadığı ekonomik kriz nedeni ile kişi başına GSYİH 2001 yılında 1417 ABD dolarına gerilemiştir. Malatya ili kişi başına GSYİH tutarının, ülke ortalamasında tekabül ettiği orana bakılacak olursa, 1990 yılında Türkiye ortalamasının %65,69'una tekabül eden İl kişi başına GSYİH tutarı, 1995 yılında %68,9'a yükselmiş, 2001 yılında ise %66 düzeyinde gerçekleşmiştir.
GSYİH199019952001
Malatya (ABD $)174418791417
Türkiye (ABD $)265527272146
Malatya/Türkiye (%)65,6968,9066,03

2001(1987 sabit fiyatları ile) yılı itibari ile ilde yaratılan Gayri Safi Yurt İçi Hasıladan alınan pay bakımından %27,1 ile sanayi sektörü ilk sırada gelmekte, bunu %24 ile ticaret ve %16,9 ile tarım sektörü izlemektedir. Sanayi sektörünün yarattığı GSYİH içerisinde ise imalat sanayi alt sektörü %25,8 pay almaktadır. Malatya ekonomisinde tarım sektörünün payı görece düşerken tarım dışı sektörün payının arttığı görülmektedir.
Kişi Başına Gayri Safi Katma Değer (GSKD)
İBBS2/İktisadi Kişi Başına GSKD (TL)
Faaliyet Kolları2004SIRA2005SIRA2006SIRA2007SIRA2008SIRA
TR
Türkiye
7.307 8.338 9.632  10.744  12.020 
TRB1
Malatya, Elazığ
Bingöl, Tunceli
4.320  20 5.057 205.557 20 6.297 20 7.066 21
1: ADNKS sonuçlarına göre yenilenen yıl ortası nüfus projeksiyonları kullanılarak güncellendi.
İBBS2: İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması Düzey 2
Malatya’nın da içinde yer aldığı TRB1 bölgesinde yaratılan kişi başına gayri safi katma değer 2004-2008 yılları arasında mutlak olarak artmakla beraber bölgenin ülke sıralamasındaki yeri büyük ölçüde korunmuştur.
DPT tarafından 2003 yılında yayınlanan "İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması" sonucuna göre Malatya il geneli olarak tüm iller içerisinde sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 41. sırada bulunmaktadır.
İlçe
Tüm İlçeler (872 İlçe)
İçerisindeki Gelişmişlik Sırası
Gelişmişlik Grubu
Sosyo-ekonomik
Gelişmişlik Endeksi
Merkez3722,01459
Yeşilyurt353
3
-0,06595
Arapgir4373-0,20747
Battalgazi4934-0,30686
Hekimhan 5984-0,50327
Darende 6274-0,55572
Doğanşehir 6545-0,61192
Akçadağ 6755-0,64078
Kuluncak 7085-0,70015
Yazıhan 7315-0,74587
Kale 7445-0,77807
Arguvan 7485-0,78794
Doğanyol 7505-0,78937
Pütürge 8236 -1,16639
   Kaynak : DPT

2004 yılında DPT tarafından yayımlanan Ülkemizdeki tüm ilçelerin Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasının tespitine ilişkin çalışmada ilimiz merkez ilçesi ülkemizdeki tüm ilçeler içerisinde 37. Sırada ve 2. derece Gelişmiş İlçeler Grubunda yer almıştır. Söz konusu araştırmaya göre Sosyo-ekonomik Gelişmişlik sıralamasında ikinci sırada Yeşilyurt ilçemiz son sırada ise Pütürge ilçemiz yer almaktadır.
Kalkınma Bakanlığı tarafından yapılan “2011 Yılı İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”na göre ise  Malatya  81 il arasında 42. sırada yer almaktadır.
İlimizin, tarihsel kısıtlara rağmen günümüzde gerçekleştirdiği kalkınma hamlesinin altında yatan en önemli nedenler; Malatya için önemli bir gelir kaynağı olan kayısının il ekonomisine sağladığı kaynak, devletçe verilen yatırım teşviklerinin amacına uygun kullanılması, Organize Sanayi Bölgeleri ve KSS gibi sanayi alt yapısı yatırımların kamu tarafından yapılması, ulaşım ve iletişim altyapısına dönük yapılan yatırımlar ve ildeki müteşebbis potansiyeldir.
Organize Sanayi Bölgeleri: İlimiz Merkezinde 2 adet, Darende ve Akçadağ ilçelerinde birer olmak üzere toplam dört adet Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır.
Malatya I. Organize San. Bölgesi; 300 hektar arazi üzerine kurulmuştur. Toplam sanayi alanı 2.295.960 m², parsel sayısı 164'tür. I. OSB'nin yol, su, elektrik, doğal gaz ve arıtma tesisi gibi altyapısı ve sosyal tesisleri de tamamlanmıştır.
II. Organize Sanayi Bölgesi ise 500 hektar arsa üzerine kurulmuş olup, toplam sanayi alanı 300 hektardir. II. Organize Sanayi Bölgesinin parsel sayısı 160, toplam müteşebbis sayısı 138 olup, parsellerin tamamı tahsis edilmiş olup altyapı çalışmaları tamamlanmıştır.
İlimizde I. ve II. OSB'de tahsis edilecek parsel kalmaması ve çok sayıda müteşebbisin yatırım için yer talep etmesi nedeniyle ortaya çıkan parsel talebi nedeniyle 1200 hektarlık tevsi alan I.OSB'ye eklenmiştir. Bu tevsi alanın eklenmesiyle Malatya'nın 20-30 yıllık sanayi parsel ihtiyacı karşılanmıştır.
Darende İlçemizde 47.7 hektarlık alanda Darende Organize Sanayi Bölgesi kurulmuş, parsellerin tahsis çalışmaları sürdürülmektedir.
Akçadağ İlçemizde yaklaşık 125 hektar alan üzerinde kurulması planlanan Akçadağ Mermercilik İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kuruluş  çalışmaları sürmektedir.
İlimizde küçük ve orta ölçekli esnaf ve sanatkârlara dönük olarak kurulan 7 adet Küçük Sanayi Sitesi mevcuttur.

663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde kararname gereğince 02.11.2012 tarihinde Malatya İli Kamu Hastaneler Birliği hizmet vermeye başlamıştır. Malatya ilimizde merkez ve 7 ilçe Hastanesi ile bir Ağız diş sağlığı merkezinin kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması amacına yönelik olarak yönetim hizmetleri yürütülmektedir.
Birlik üst yönetimi Genel Sekreter ve bağlı Tıbbi Hizmetler Başkanlığı, İdari Hizmetler Başkanlığı ve Mali Hizmetler Başkanlığından oluşmaktadır.
Genel Sekreterliğin Görev, Yetki ve Sorumluluklarından bazıları şunlardır;
Sağlık Tesislerini işletmek, faaliyetlerini izlemek, değerlendirmek ve denetlemek, bu tesislerde her türlü koruyucu, teşhis tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin verilmesini sağlamak, iyi uygulama örneklerini yaygınlaştırmak, düzenleme yapmak ve politika oluşturulması maksadıyla Kuruma teklifte bulunmak.
Kurum onayı ile sağlık tesislerinin açılması ve birleştirilmesi işlemlerini yürütmek.
Kurum tarafından belirlenen sınırlar çerçevesinde Birlik hizmetlerinin gerektirdiği her türlü satın alma, kiralama, inşa etme, bakım ve onarım işlerini yürütmek
Aşağıdaki Tabloda Hastanelerimiz ve Yatak sayıları verilmiştir.
HastanelerimizMevcut Yatak
Malatya Devlet Hastanesi 800
Akçadağ Devlet Hastanesi25
Arapgir Devlet Hastanesi25
Darende Devlet Hastanesi78
Doğanşehir Devlet Hastanesi 25
Hekimhan Devlet Hastanesi25
Pütürge Devlet Hastanesi 25
Yeşilyurt Devlet Hastanesi60
Malatya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi44 Ünite

Spor
Malatya ilinde spor; Cumhuriyet öncesi ve sonrasında genellikle köy düğünlerinde halkın büyük bir katılımı ile yapılan güreş müsabakaları ve halat (kendir) çekme müsabakaları yaygın olarak yapılırdı.
Daha sonra Halk evlerinin denetimi altında çeşitli spor etkinlikleri yapılmaya başlanmış bu arada kulüp kurma çalışmaları ön plana çıkmış ve ilk olarak Malatya Gücü kulübü 1931 yılında kurulmuştur. Malatya'da özellikle Sümerbank fabrikasının açılması ile yapılan havuzda yüzme yarışları ve tramplenden atlama yarışları organize edilmiştir.
Malatya Gücü Spor Kulübünün kuruluşundan sonra diğer spor kulüpleri Fıratspor, Fener Gençlik (Akınspor), Çoşkunspor, Hürriyet Gençlik, Adafıspor, Demirspor, Orduzu Maarif Spor (Battalgazi Belediyespor), Malatya İdmanyurdu, Ataköyspor, Havagücü, ve Tekelspor Kulüpleri kurulmuştur.
Özellikle 29 haziran 1938 yılında Beden terbiyesi ve Umum Müdürlüğü kurulunca sporda teşkilatlanma ve spor kulüplerinin kuruluşu yaygınlaşmıştır. Tekelspor kulüpleri bünyesinde Bisiklet Sporu ve Müsabakaları yapılmaya başlanmıştır. Daha sonra 1966 yılında dönemin Beden terbiyesi Bölge Müdürü Osman ÇAĞLI' nın (Mıho Osman) girişimleriyle Akınspor, Çoşkunspor, Hürriyet Gençlik ve adafısporun Birleşmesiyle Malatyaspor kulübü kurulmuştur.
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü idari işleri 1980'li yıllara kadar Spor salonu içerisinde Yürütülmüş daha sonra salon önüne yapılan şu an Futbol Federasyonuna kiraya verilen bina da 1988 yılına kadar sürdürülmüştür. 1988 yılında bugünkü Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü binası yapılmış ve bütün birimler yerlerine taşınmış uyum içerisinde dizenli bir çalışma başlatılmıştır. Kapalı ve Açık yüzme havuzları, İlçe Futbol sahaları ile semt sahaları hızla yapılmış ve yaklaşık 54 spor tesisi sporun ve sporcunun hizmetine sunulmuştur.
Özellikle 2004 yılından itibaren Tesisleşme, sporcu sayısı ve branş artırımı çalışmaları büyük bir ivme kazanarak, İçerisinde 6 spor salonu bir restaurant ve misafirhane bulunan Turgut Özal Antrenman Salonları ve Kamp Eğitim Merkezi, Atletizm Kompleksi, Cimnastik Salonu Merkez ve İlçede bulunan toprak sahaların çimlendirilmesi ve ışıklandırılması yapılarak Malatya sporunun 50 yılı garantiye alınmış, alternatif spor branşlarının sayısı artırılarak 6 bin lisanlı sporcu sayısı 20 binlere çıkarılmıştır.

Kültür Varlıkları Ve Tarihi Mekanlar

YAZIHAN
1- Abdülrezzak Camii: Fethiye Köyü'nde yer alan camii, Osmanlı dönemi (Kanuni Devri) Mimari örneklerindendir. Yörede Uzun Hasan Camii olarak bilinir.
2- Fethiye Höyük: Fethiye Köyü merkezinde yer alan höyük, yüzey buluntularına göre kalkolitik çağdan başlayarak Roma dönemine kadar iskan görmüştür. Selçuklu ve Osmanlı döneminde köy yerleşime açıldığından höyük kullanılmamıştır. Höyük'te herhangi bir ilmi kazı yapılamamıştır. Ancak fazla tahrip edilmiştir.
3- İriağaç-Köy Camii: Köy Camii yıkılmış, sadece yeri ayaktadır. Taşmalzeme ile inşa edilmiş tek yapı üzerine beşik tonozludur. Üzerindeki kitabede, 1866 tarihinde Hüseyin Bin Hüseyin tarafından yaptırıldığı yazılıdır.
4- Kuruçay Höyük (Hacı Höyük): Yazı-han îlçesi, Karaca Köyü, Kuruçay mevkiinde yer alan Höyük; Roma, Bizans, Osmanlı kültürlerini kapsar. Herhangi bir ilmi kazı yapılamamış ve çok iyi korunmuştur.
5- Buzluk: Ansır Köyü sınırları içerisinde bulunan yerleşim birimi mağaralarıdır. Ayrıca, yörede mezarlık alanları mevcuttur. Mağaralar, bugün çok bozulmuştur. Tahminen paleolitik yerleşime de sahne olmuştur.

YEŞİLYURT
1- Kaletepe Höyük: Yeşilyurt ilçesi, Şabandede mevkiinde yer alan Höyüğün yüzey araştırmalarına göre, Roma ve Bizans dönemlerini barındırdığı tespit edilmiştir. Höyük'te herhangi bir ilmi kazı yapılmamış, ancak kaçak kazılarda tahrip edilmiştir.

ARGUVAN
1- Karahöyük: Arguvan ilçesi Karahöyük Köyündedir. Etrafında tarlalarla çevrili höyükte en çok tunç çağı ve hitit dönemi yerleşimine rastlanmıştır. Höyükte herhangi bir ilmi kazı yapılamamış ve iyi korunmuştur.
2- İsahöyük: Arguvan ilçesine giden Malatya-Arguvan Karayolu üzerinde İsa Köydedir. Etrafı tarlalarla çevrili höyükte, yoğun olarak eski tunç çağı iskan görmüştür. Höyükte herhangi bir ilmi kazı yapılmamış, iyi korunmuştur.
3- Morhamam (Uzunoğlan) Höyüğü: Arguvan ilçesi, Morhamam Köyünün Fırat Baraj gölü kenarında yer alan höyük, yoğun olarak ilk tunç çağından başlayarak iskan görmüştür. Höyükte herhangi bir ilmi kazı yapılmamış, ancak kaçak kazılar yapılmıştır.

KULUNCAK
1- Eşref Höyük: Kuluncak İlçesi Konak Tepe sınırları içerisinde yer alan höyük, yoğun olarak tunç çağını barındırmaktadır. Höyükte herhangi bir ilmi kazı yapılamamış, ancak kaçak kazılar yapılmıştır.
2- Kabak Abdal Türbesi: Alvar Köyünde yer alan türbe kitabesine göre 1844 tarihlidir. Kare planlı yapının üzeri kubbelidir. Yapı içerisinde beton sıvalı bir mezar yer alır. Köylülerin imkanlarıyla sürekli tamir görmüştür.

DOĞANŞEHİR
1- Sulu Mağara: Doğanşehir îlçesi Polat Kasabasına 5 km. uzaklıkta dağlık bir alanda yer alan mağara tabii güzelliği ve jeolojik yapısıyla tabii sit bölgesidir. Sarkıt ve dikitler görülmeye değerdir. Herhangi bir kültür görülmemektir.
2- Roma Sur Kalıntıları: Roma dönemi Doğanşehir Surlarını meydana getiren Kale, günümüze bir kaç yerde ayakta kalan kalıntılarıyla gelmiştir. Kesin tarihi ve yaptıran belli değildir. Eski bir resim veya gravüre rastlanmamıştır.
HEKİMHAN
1- Taşhan: Üzerinde yer alan ve üç dilde yazılı kitabesine göre 1218 Miladi 615 hicri yılları yazılıdır. Buna göre Selçuklu Döneminde Ebu Salim Bin Ebul Hasan tarafından yapılmış ve 1. Izettin Keykavuş yaptırmıştır. Osmanlı döneminde yoğun tamir görmüş olan han, dikdörtgen planlı ve avlulu, eyvanlı yapı grubundadır. 1980'li yıllarda vakıflar idaresince tamir edilmiştir.
2- Köprülü Mehmet Paşa Camii: Hekimhan îlçe Merkezinde yer alan cami tek minareli ve kesme taştan inşa edilmiştir. 1660 tarihinde yaptırılmış ve 1815 tarihinde esaslı tamir görmüştür. Caminin ilk kitabesinde Fazıl Ahmet Paşa'nın yaptırdığı yazılıdır. Esas mekan dikdörtgen planlı olup, üzeri kubbelidir. Son cemaat yeri revaklı olup, beş küçük kubbelidir.
3- Köprülü Mehmet Paşa Hamamı: Kitabesi olmamasına rağmen tahminen 17. yüzyıl eseridir. Ancak harap durumdadır. Dökdört-gen planlı hamam üç bölümlü, klasik Osmanlı tipidir. Kesme ve moloz taşlardan inşa edilmiştir. Tamire muhtaçtır.
4- Kilise: Hekimhan ilçesi merkezinde eski hapishane olarak kullanılan bina, yıkık durumdadır. Son Osmanlı veya Bizans (olabilir) dönemi dikdörtgen planlı, basit basilika tipindedir.
5- Güzelyurt Höyük: Hekimhan-Güzelyurt yol güzergahında yer alır. Yoğun olarak tunç çağını barındırır. Tahribat fazladır.

AKÇADAĞ
1- Arga Tepesi: Akçadağ ilçesi Merkezinde yer alan, yapılaşma ile bozulan höyük yoğun olarak Eski Tunç Çağı ve Hitit Kültürlerini barındırır. Büyük bir yerleşim alanı olmasına rağmen, ilçe merkezinin höyük üzerine ve hemen yanma iskan kurması sebebiyle höyük sınırları daralmış ve tahrip olmuştur. Herhangi bir ilmi kazı yapılmamış, ancak yapılaşma nedeni ile bozulmuştur.
2- Ören Höyük: Akçadağ ilçesi Ören Köyüne çok yakın olan höyük, yoğun olarak tunç çağı kültürünü barındırır. Höyükte herhangi bir ilmi kazı yapılmamış olmasına rağmen iyi korunmuştur.
3- İkinciler Höyük: Akçadağ İlçesi İkinciler Köyünde tarlalar arasında yer alan höyükte yoğun tahribat olmuştur. Yoğun olarak Tunç Çağı ve Demir Çağı Kültürlerini barındıran höyükte ilmi kazı yapılmamıştır.
4- Levent Vadisi-Bağköy Kaya Kabartmaları: Akçadağ İlçesi Levent bucağının bulunduğu tabii ve gösterişli vadinin bir bölümünde yer alan, kaya mağaraları ve kaya kabartması Roma dönemini fazlaca yansıtır. Ancak, Geçhitit olarak da yorumlanabilmektedir.
DARENDE
1- Roma Mezarı: Yenice Kasabası merkezinde yer alan Maşattepe Mevkiinde bulunan tümülüste yapılan kurtarma kazısı sırasında gün ışığına çıkarılan mezar anıt,içten düzeltilmiş dıştan moloz taş ve topraklarla dolgulandırılmış taştan inşa edilmiştir. Çift dromos (Mekan) lu yapıda, boşlukta ahşap sanduka (tabut) içinde kadın cesedi bulunmakta idi. Ayrıca taşınır nitelikteki küçük buluntular, Malatya Müzesinde teşhire sunulmuştur. Tahminen M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenmektedir. Aynı bölgede açılmış üç adet tümülüs daha bulunmaktadır.
2- Merkez Tümülüs: Darende İlçesi, Eski Darende mevkiinde yer alır. Büyük ihtimalle Roma Dönemi tümülüsüdür.
3- İki Mezarlık: Darende İlçe merkezi, Eski Darende mevkiinde yer alan ve halen kullanılan Osmanlı Mezarlarını barındıran iki adet mezarlık, çevre belediyesince çevrilmiştir.
4- Doğal Akvaryum: İlçe merkezi, Somuncu Baba mevkiinde tohma çayı vadisi içerisinde yer alan kayalar içerisinde balıklı gölün kaynağı durumundadır. Balıklar buralara yumurtalarını bırakarak çoğalmaktadır. Aynı kaynaktan uzunca bir ark'la su yolu bağlantısı, Camii avlusunda bulunan sonradan yapılan havuza akmaktadır.
5- Somuncu Baba Boğazı: Darende İlçesinde yer alan balıklı göl ve Somuncu Baba Camii ile başlayıp taş köprüye varan dik kayalardan meydana gelen, Tohma çayının ortadan aktığı tabii boğazdır.
6- Tohma Çayı Doğal Vadisi: Darende ilçesinde, Somun Baba Camii, doğal akvaryum, balıklı gölü içine alarak taş köprüye kadar uzanan ve dik kayalık yamaçlardan oluşan vadinin, taş köprüye yakın bölgesinde doğal bir hamam (sıcak su) yer alır. Yörede burası Gehver veya Gâvur hamamı olarak bilinir.
7- Aşudu (Günpınar) Şelalesi: Darende İlçesi, Günpmar Köyü sınırları içerisinde, Tohma çayı yatağında yer alan, tahminen 45-50 metre yüksekliğinde kayaların arasında suyun sert akışı şelaleye güzellik katar. Turizme açık bir sit bölgesidir.
8- Kavlak Köprüsü: Darende İlçesinde bululan ve halen kullanılan taş köprüdür. Herhangi bir kitabe ve yazıt yoktur. Ancak son Osmanlı dönemi eseridir.
9- Taş Köprü: Darende İlçesinde, Tohma Çayı üzerinde ve doğal vadinin hemen bitiminde köprügözü olarak bilinen taş köprü bir gözü betonarme ile onarılmış ve halen ulaşımı sağlamaktadır.
10- Nadir Köprüsü: Darende İlçesinde bulunan Son Osmanlı Dönemi bir köprü Tohma çayı üzerindedir. Üç gözü olan köprünün, bir gözü kapatılmış, diğer iki gözü betonarme ile onarılmıştır. Halen ulaşıma açıktır.
11- Ulu Camii Minaresi: Eski Darende mevkiinde yer alan Ulu caminin esas mekanı yoktur ve sadece minaresi ayaktadır. Kitabe olmamasına rağmen, yapım tarzı ve işçilikte, caminin beylikler dönemi 14. yüzyıl eseri olduğu tahmin edilmektedir. Tek şerefeli minarenin küllah kısmı tahrip olmuştur ve kesme taştan inşa edilmiştir.
12- Danabey Minaresi: Eski Darende mevkiinde, kesme taştan inşa edilen ve şerefe korkulukları ve küllahı yıkılmış olan minare, kayıtlara göre H. 1156 M. 1727 yılında Osmanlı Paşalarından Hacı Hüseyin Paşa tarafından yapılmıştır.
14- Hacı Müsrif Minaresi: Eski Darende Mevkiinde kesme taştan inşa edilen Minare onaltıgen gövdelidir. Kayıtlara göre H. 1170 M. 1740 tarihinde Osmanlı Paşalarından Abidin Paşa tarafından yaptırılmıştır.
15- Somuncu Baba Camii Minaresi: Eski Darende. Somuncu Baba küllüyesinin hemen bitişiğinde, ancak eski bir camiye ait minare , H. 1907 M.1677 tarihinde Osmanlı döneminde yaptırılmıştır. Bu tarihe göre Şeyh Hamit-i Veli zaviyesinin minaresidir. Kare kaideli ve onaltıgen gövdeli, minare tek şerefeli olarak taştan inşa edilmiştir. Bitişiğinde bulunan cami sonradan yapılmıştır.
16- Mehmet Paşa Kütüphanesi: Eski Darande mevkiinde bulunan eser, kare planlı, kesme taş duvarlı ve tek kubbelidir. Portal üzerindeki kitabeye göre h.1193 M. 1763 tarihinde Osmanlı Paşası, Darendeli Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.
17- Bedesten: Eski Darende mevkiinde bulunan bedesten, Osmanlı dönemi eseridir. Dikdörtgen planlı klasik Osmanlı kapalı çarşıları planndadır. Orta büyük avlu etrafına odalar sıralanmıştır. Yapının taşıyıcı duvarları kesme taş, diğer bölümleri ve üzerinde moloz taşlarla örtülüdür. Oda üzerleri beşik tonozludur. Çok harap durumdadır. Tahminen Hüseyin Paşa Vakfına aittir.
18- Hasan Paşa Hamamı: Eski Darende mevkiinde bulunan Hamam, klasik Osmanlı tipine uygun olarak iki bölümlü ve kesme taştan inşa edilmiş esas mekan kubbelidir. Tahminen Osmanlı paşalarından Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Diğer bir adı da Hüseyin Paşa Hamamıdır.
19- Zengibar Kalesi: Yörede senkbar ismi ile de anılan kalıntı, tahminen Osmanlı dönemi eseridir. Darende ilçesi kuzey yamaçlarında yer alan kalenin giriş kapısı kalmıştır. Kesme taştan inşa edilmiştir.
ARAPGİR
1- Çobanlı Konağı: Bugünkü varislerin soy ismiyle adlandırılan konak, esasında Osmanlı paşalarından Cevat Şakir Paşa Konağıdır. Ayrıca Halil Vamık Paşa Konağı olarak da adlandırılır. Giriş katı ile birlikte üç katlıdır. Taş malzeme ile örtülü duvarların aralarına ahşap hatıllar atılmış, çatı sacla kaplıdır.
2- Ulu Camii: Eski Arapgir'de kayalık bir alanda yar alan camide kitabe olmadığından tahminen 14. yüzyıl İlhanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir. Yapının en gösterişli yeri kuzey yöndeki ana giriş kapısıdır. Aslında Ulu cami olarak adlandırılıyorsa da çevresinde yer alan eserlerle bir külliyenin parçasıdır. Kesme taştan inşa edilmiş cami yörenin gösterişli yapıla-rmdandır.
3- Mir-i Liva Ahmet Paşa Camii: Osmanlı dönemi, 18. yüzyıl ilk dönemi eserleri olan cami, Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Arapgir İsaoğlu mahallesinde yer alır. Cami kubbesiz olup, dikdörtgen planlı ve tamamen kesme taşi ile inşa edilmiştir. Minaresi batı köşesinde yer alır ve taştan inşa edilmiştir.
4- Gümrükçü Osman Paşa Camii: Eski Arapgir'de bulunan camii H. 1209 M. 1787 tarihinde, Osmanlı Paşalarından Gümrükçü Osman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taş yapı, tek minarelidir. Kare planlı cami, Arapgir çayı kenarındadır.
5- Molla Eyüp Mescidi: Arapgir Osman Paşa mahallesinde yer alan yapının bir diğer adı ise Ispanakçı Mustafa Paşa Kütüphanesidir. Ancak bugünkü görünümü kütüphaneden çok mescide benzer. Dikdörtgen planlı yapıya kuzeyden girilir. Kesme taş ve moloz taş kullanılarak inşa edilmiş, üzeri kubbelidir. Kitabesi olmamasına rağmen tahminen 18. yüzyıl eseridir. Çok harap durumdadır.
6- Cafer Paşa Camii: Eski Arapgir'in, Osman Paşa mahallesinde yar alır. Kitabesine göre H. 1105 M. 1683 tarihinde Cafer Paşa tarafından tamir ettirilmiştir. Ancak yapı 14. yüzyılda Şeyh Masan tarafından yaptırılmış, İlhanlı Beyliği eseridir. Kare planlı yapı, tek kubbeli, tek minareli basit yapıdır. Halen ibadete açık olan cami bakıma muhtaçtır.
7- Yeni Camii: Arapgir'de Osman Paşa Mahallesinde bulunan cami tamamen harap durumdadır. Minaresi olmayan cami tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Üzerinde kitabe olmamasına rağmen tahminen Akkoyımlular Beyliği dönemi (1398-1515) eseridir.
8- Hanikâh: Eski Arapgir'de Ulu caminin hemen yanında yer alan yapı, tahminen 14. yüzyılda İlhanlı Beyliği tarafından bir küllüye olarak yapılmıştır. Yapının planı (L) şeklindedir. Yapı tamamen moloz taştan inşa edilmiştir.
9- Çarşı Hamamı: İsaoğlu Mahallesinde bulunan hamam, kitabesinin okunamaz durumda olmasına rağmen 1806 tarihi okunmaktadır. Dikdörtgen bir alanı kaplayan hamam iki kubbeli ve moloz taştan inşa edilmiştir. Hamam üç bölümden oluşmaktadır.
10- Elmasik Hamamı: Ermeni Mahallesi olarak bilinen mahallede bulunan hamam iki kubbeli ve taşla inşa edilmiş, ancak portali kesme taştır, dikdörtgen bir alanda bulunan hamamın kitabesi yoktur. Tahminen 19, yüzyıl Osmanlı eseridir. Harap durumdadır.
11- Osman Paşa Hamamı: Aynı isimle mahallede bulunan hamam, 19. yüzyıl Osmanlı eseridir. Dikdörtgen alan üzerine oturan yapının dış duvarları kesme, iç duvarları ve kubbe moloz taşla inşa edilmiştir. Hamam üç bölümlü olup günümüzde harap durumdadır.
12- Osman Paşa Çeşmesi: Osman Paşa mahallesinde, Gümrükçü Osman Paşa camii ile Osman Paşa Hamamı arasında yer alan çeşme, kesme taştan inşa edilmiştir. Kitabesi olan caminin tarihi belli değildir. Ancak 18. yüzyıl Osmanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir.
13- Eski Arapgir Kalesi: Eski Arapgir de sarp bir kayalıkta inşa edilen kale, 14. yüzyıl beylikler dönemine aittir ve yalnızca duvar izleri kalmıştır. Çok harap durumdadır.
14- Büyük Kozluk Köprüsü: Kozluk çayı üzerinde bulanan köprünün kitabesi var, tarihi yoktur. Ancak beylikler dönemi eseri olduğu tahmin edilmektedir. Kesme taştan inşa edilen köprü iki gözlüdür.
15- Eski Arapgir Kale Köprüsü: Kozluk Köprüsüne 100 metre güneyindedir. Kesme taştan inşa edilen köprünün kitabesi yok, ancak beylikler dönemi eseri oluduğu tahmin ediliyor. Köprü tek gözlüdür.
BATTALGAZİ
1- Kale Surları: Roma devri kalesinin yapımına M.S. 79 yılında başlanmış uzun yıllar devam eden inşadan sonra getirilerek 530-40 yıllarında tamamlanmıştır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde onarım görmüştür. Esasta 95 burcu ve 11 kapısı bulunan kale bugün harap durumdadır.
2- Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı: 1632 yılında 4. Murat Han'ın silahtarı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapının malzemesi kesme taştır. Üzeri tonoz sistemiyle örtülü yapı 1965-1970 yıllarında restore edilmiştir. Yazlık ve kışlık olmak üzere iki bölümdür.
3- Ulu Camii: 1224 yılında Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat tarafından yaptırılan cami, Anadolu'da, İran Selçukluları mimarisi geleneğini sürdürün mihrap önü kubbeli, avlu ve eyvanlı tek eserdir. İçinde yer alan çini ve mozaikler devrin en güzel örneğidir. Mimari Yakup Bin Ebubekir'dir. Esas taş kitabesi Malatya Müzesindedir. Cami taş ve tuğladan yapılmıştır. Çeşitli devirlerde esaslı tamirler görmüş. Doğu va batı cephelerinde iki portali, taş işçüikleriyle dikkati çeker. Tuğla minaresi yapının kuzeybatı köşe-sindedir. 1970'li yıllarda restorasyon geçiren cami, esasta güney cephesinde yer alan kalıntıların ait olduğu Şahabiye Kübra Medresesi ile birlikte bir külliyedir
4- Melik Sunullah Minaresi: Bugün yalnıcza minaresi kalan camii, 1394 yılında Abdullah Hüsnü Oğlu Çerkez tarafından yaptırılmıştır. Minare tuğladan inşa edilmiş, halk tarafından vaiz ocağı olarak bilinir.
5- Emirömer Mescidi: 1556 yılında yapılan, diktörtgen planlı bugün mescid olarak değil, türbe olarak ziyaret edilmektedir. Taş duvarlı eser düz damlıdır. Türbe içerisinde mezar bulunmaktadır.
6- Karahan Camii: Kitabesine göre, 1583 yılında, Malatya Miralayı Hüsrev Bey tarafından yaptırılan bu Osmanlı eseri kareye uygun planlıdır. 1900 yılında restora edilen caminin son cemaat yeri revaklarla çevrilidir.
7- Ak Minare Camii: Zaim Yusuf oğlu Himmet tarafından yaptırılan camii Osmanlı eseri kesme taştan yaptırılmıştır. Tek kubbeli caminin minaresi yıkılmıştır.
8- Sütlü Minare (Çermik): Kitabesi bulunmayan eser yapım takniği ve kullanılan malzemelere göre Osmanlı Devrine aittir. Bağlı olduğu cami yıkılmıştır. Halen yıkılmak üzere olan minare tek şerefelidir.
9-Namazgah: Seceddün İsak oğlu Ke-maleddin Kâmyar tarafından 1243 yılında yaptırılan eser orijinal durumunu muhafaza ederek günümüze gelmiştir. Tamamı kesme taştan yapılmıştır. Selçuklular döneminde yol güzergahlarında yolcuların rahatlıkla namaz kılmaları için inşa edilen namazgahta bir mihrap ve yedi basamaklı minber yer alır.
10- Alacakapı Mescidi: 1585 yılında yaptırılan cami, sonradan büyük onarım görmüş, tuğla minare 20. yüzyılda yaptırılmıştır. Üzeri ahşap çatıdır. Kare planlıdır.
11- Sıddı Zeynep Kümbeti: Üzerinde herhangi bir kitabe olmamasına rağmen yapım tekniği olarak Selçuklu devri eseridir. Piramid külahlı çokgen yapı, taş malzeme ile yapılmıştır.
12- Kanlı Kümbet: Kitabesi okunmaz durumdadır. Kare planlı taş ve tuğla malzeme ile yapılan anıt mezar, tahminen 1300 yıllarına aittir. İki katlı kümbetin alt katı mumyalık, üst katı ziyaret yeri olarak inşa edilmiştir. Tahminen dışa konik bir külah ile örtü olması gereken kubbe içten yarım ay şeklindedir. Harap durumda tamire muhtaçtır.
13- Halfetih Minaresi: Tamamen tuğla malzeme ile yapılan minare 13. yüzyıl eseridir. Tahminen çevresinde bulanan cami veya medresinin bir parçasıdır. Yapı tekniği ile malzeme olarak Ulu cami ile çağdaştır. Halk tarafından "Hötüm Dede" olarak bilinir.
14- Toptaş Camii: Kendi ismi ile anılan manellede yer alan cami çok tamir görmüş ve orjinal durumu bozulmuştur. Kitabelerdeki tarihlere göre 1681 ve 1827 tarihlerinde tamir edilmiştir. Minaresi 1960'h yıllarda inşa edilmiştir. Cami üzeri çatılıdır.
15- Şahabiye-i Kübra Medresesi: Ulu Camii'nin güneyinde çok harap durumda olan kalıntılar bu medreseye aittir. Sanat tarihçi araştırmacılara göre Selçuklu Sultanı Keykavus zamanında Mimar Semaddin Muhammed İbn Osman ve Tekfuroğlu Stefan isimli ustaya yaptırılmıştır. Ulu Camii ile birlikte küllüye olduğu tahmin edilmektedir.
16- Ahmed Duran Mescidi ve Türbesi: Muhammed Sabit Bey tarafından 1792 yılında ahşap olarak inşa edilmiştir. Yöre halkı tarafından kutsal sayılarak sık sık ziyaret edilir. Battgalgazi'nin sadık bir subayı olduğu rivayettir.
17- Kırk Kardeşler Şehitliği: 13. yüzyıl Selçuklu Dönemi mezarlığı olan yerleşim birimi, Battalgazi Belediyesince etrafı taş ve beton duvarlarla çevrilmiş korunmaya alınmıştır. Halen dökülmüş vaziyette mezar taşları, yazı, stil ve yapılış tarzıyla Selçuklu Dönemini yansıtır. Halk buranın 40 adet Selçuklu yiğidine ait mezarlık olduğuna inanır.

Malatya'da Turizm
Binlerce yıllık tarihi eserleri ve eşsiz doğal güzellikleri sunan turizm kenti...
Kayısı, tekstil ağırlıklı sanayisi, dinamik ekonomisi, 800 bini aşan nüfusu, Türkiye'nin dört bir yanına açılan yolları, tarihi ve kültürel değerleriyle Malatya Doğu Anadolu'nun turizmde söz sahibi illerinden birisi olmak istiyor. Pütürge İlçesi Tepehan beldesi üzerinden ulaşılan Nemrut ile Eskimalatya ve Aslantepe ve Arkeoloji Müzesi'nde bulunan eserler kültür turizminin, zenginlikleri olarak dikkat çekerken; Sultansuyu, Karakaya Barajı ve Levent Vadisi doğa turizmi kapsamında Malatya'nın keşfedilmeyi bekleyen değerleridir.
Malatya'nın, Anadolu ile Mezopotamya arasında geçit veren yol güzergâhında olması, tarihin ilk çağlarından bu yana çeşitli medeniyetlerin, il ve çevresinde yaşamasına sebep olmuştur. Hitit, Asur, Med, Pers, Roma, Arap ve Bizans uygarlıkları Malatya'dan gelip geçmiş, son olarak Türkler bu bereketli topraklar üzerinde yerleşip, hüküm sürmeye başlamıştır.
Torosların devamı olan Beydağlarının çevrelediği Malatya'yı kıvrımlarla bölen akarsular ve dağ eteklerinden çıkan kaynak sularının bolluğu, yörede meyva bahçelerinin ve ova içerisinde yeşil bir örtünün yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Malatya'da, turunçgiller ve muz gibi az sayıda meyvenin dışında, hemen hemen bütün meyveler yetişmektedir. Dünyaca ünlü kaysısından kirazına, elmasından armuduna kadar her meyveyi yetiştirmek ve taze taze bulup yemek mümkündür. İşte Malatya'nın bu doğal güzelliği, topraklarının verimliliği ve tarihsel dokusunun yanı sıra, şehre 100 km. mesafedeki Nemrut Dağı'na bağlantısı turizm çekiciliğini arttırmaktadır.

Doğal Güzellikleriyle Mesire Yerleri
Orduzu Pınarbaşı: Orduzu Pınarbaşı, Malatya merkezinde adı en çok bilinen mesire yeridir. MalatyaElazığ karayolu üzerinde, merkeze 5 km. mesafede Bahçebaşı (Orduzu) semtinde kaynak sularının önüne set çekilerek bir gölet oluşturulmuştur. Yamaçları çam ağaçlarıyla çevrili olan bu yer yaz aylarında şehir halkının dinlenme yeridir. Yazın sıcak günleri Malatyalılar ve zaman zaman da dışarıdan gelenler Pınarbaşı'na akın eder ve göl kenarında piknik yapıp dinlenirler. Yazlık gazinolar, Malatya Belediyesi tarafından göl kenarında yaptırılan dinlenme tesisleri ve Mişmiş park'ta inşa edilen Kayısı Fuarı alanı Orduzu Pınarbaşı'nı, kentimizin en gözde dinlenme alanı haline getirmiştir. Ayrıca, yörenin güzelliği ve sakinliği göz önüne alınarak, buraya Malatyaspor Kulübü, Spor Kompleksi ve yüzme havuzu yaptırmıştır. Futbolda kentimizi temsil eden Malatyaspor, yıl boyunca söz konusu tesislerden yararlanır. Kompleksteki çim saha, Malatyaspor tarafından antrenman alanı olarak kullanılırken, toprak saha amatör takımların hizmetindedir. Ek olarak, açık yüzme havuzu yaz aylarında yüzme müsabakalarına sahne olduğu gibi, halkın kullanımına da sunulur.
Horata: İl merkezine 5 km. mesafedeki Konak Kasabası'nda, Beydağ'ının eteklerinde çıkan Horata suyunun çevresinde bir mesire yeridir. Yaz aylarında kent merkezinden Horata'ya akın eden Malatya halkı, durgun, temiz ve soğuk suların yanında dinlenme fırsatı bulmaktadır.
Gündüzbey: Malatya'ya 8 km. uzaklıktaki Yeşilyurt İlçesi'nin kasabası olan Gündüzbey, Derme Deresi'nin kaynak yeridir. Yeşile bezeli doğal güzellik, suyun bolluğu ve kasabanın sakinliği halkın ilgisini çeker ve yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrar. Kasaba içindeki ve yakınındaki parkların yanı sıra, Kapılık adıyla bilinen mevki görülmeye ve dinlenmeye değer yerler arasındadır.
Davullu Pınar: Yeşilyurt ilçe merkezine 2 km. mesafedeki Taftacık mevkiinde kaynak sularının kayaların arasından çıkıp dereye karıştığı bir dinlenme yeridir.
İnek Pınarı: Yeşilyurt İlçesindeki İnek Çayı'nm kaynağındadır. İlçeye 5 km. mesafede, Kadir Uşağı köyüne giden yol üzerindeki, Altmalı mevkiindedir. Doğal güzelliği, sakinliği ve yöredeki meyve bahçelerinin bolluğu, İnek Pınarı'nı görülmeye değer kılar. İnek Pınarı, yaz aylarında ilçedeki vazgeçilmez piknik yerlerinden biridir.
Sürgü Takas: Doğanşehir llçesi'nin, Sürgü Kasabası'nda kaynak sularının çıktığı Sürgü Vadisinde yer alır. Malatya'ya 70 km. mesafededir. Asfalt yol ile ulaşılan mesire yeri bol, temiz ve soğuk sulu Takaz kaynağının oluşturduğu doğal bir akvaryum görünümünde olup, alabalık üretme tesisleri de bulunmaktadır. SürgüTakaz, halkın, piknik için ilgisini çekerken, yöreyi ziyaret edenler, lezzetli alabalıkların tadına bakmaktan geri kalmazlar.
Sulu Mağara: Doğanşehir İlçesi, Polat Kasabası'na 6 km. mesafede olup, mağara içerisinde sarkıt ve dikitler mevcuttur. Görülmeye değer doğal bir mağaradır.
Günpınar Şelalesi: Darende Ilçesi'nin 10 km. batısmdadır. Günpınar Çayı, kaynağından çıktıktan sonra kayalar arasında oldukça yüksek bir düşüş yapar. Şelalenin çıkardığı ses, toz halinde çevreye yayılan su zerreciklerinin kayalar üzerinde akışı izlenmeye değer görüntüler ortaya çıkarır. Şelalenin çevresini kaplayan ağaçlar, Günpınar'ın görünümünü daha da muhteşem hale getirir. Şelale, her yıl çok sayıda ziyaretçinin akınına uğramaktadır. Günpınar'ın çevre düzenlemesi Özel İdarece yaptırıldıktan sonra, şelalenin cazibesi daha da artmış bulunmaktadır.
Somuncu Baba ve Çevresi: Darende ilçesi, eski Darende mevkiinde yer alan Somuncu Baba Camii önünde bulunan balıklı havuzu, balıkların çıktığı kuyu ile, caminin hemen yanında akan Tohma suyunun geçtiği vadi ve Tohma kenarındaki Kudret hamamı görülmeye değer yerlerdir. Yukarıda sayılanların dışında, Arguvan ilçe merkezine 10 km. uzaklıktaki Kızık Köyü'nde bulunan, Balıklı Çeşme ile Bemara Çayı'nın geçtiği yeşilliklerle örtülü vadi, ilçenin 3 km. uzağındaki Dolaylı Mahallesi'nde Büyük Bağ adındaki su başı ile Gürge Köyü'ndeki Deliklitaş Arguvan Ilçesi'nin; Güzelyurt, Ilıcak, Uğurpınar, Şıp Şıp, Zurbahan ve Yücekaya Hekimhan ilçesinin mesire yerleridir.

İçmeler Ve Dağ Turizmi İmkanları
İspendere İçmesi: MalatyaElazığ yolu üzerinde Malatya'nın 28 km. doğusunda İspendere köyündedir. içme, ağaçlar arasında açık bir alanda olup, üç kaynaktan çıkan su hem içme, hem de banyo yapma amaçlı kullanılmaktadır. Suyu; sindirim sistemi, idrar yolları ve karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir, il Özel idaresince yaptırılan bir motel ve gazinosu mevcuttur.
Balaban İçmesi: Darende ilçesi, Balaban bucağına 1 km. uzaklıktadır. Mide, böbrek rahatsızlıkları ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.
Harap Şehir İçmesi: Doğanşehir ilçesindeki bu içmenin suyu, idrar yolları hastalıkları ve böbrek rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.

Av Turizmi Ve Balıkçılık
Malatya'da kara avcılığının yanı sıra, Karakaya Baraj Gölünde su ürünlerinin yetiştirilmesi, balıkçılığın gelişmesini sağlamıştır. Kara avcılığı, keklik avına dayanır, ilin her bölgesinde dağlık ve meşelik kesimlerdeki kekliklerin bilinçsizce avlanması, bu hayvanın sayısında azalmaya yol açmıştır. Arapgir ve Pütürge ilçesinde yaban domuzu ve tavşan avlanması da yapılmaktadır.
Su avcılığı için Fırat Nehri, Tohma Çayı ve Karakaya Baraj Gölü'nden yararlanılmaktadır. Söz konusu yerlerdeki avcılık, yöre insanına ekonomik katkı sağlamaktadır.